Bir zamanlar, yemyeşil ormanların kenarında küçük, şirin bir köy varmış. Bu köyde Ali ile Ayşe adında iki kardeş yaşarmış. Ali yedi yaşında, enerjik ve biraz da inatçıymış. Ayşe ise beş yaşında, meraklı ve duygusal bir çocukmuş. İkisi de oyuncaklarını çok severmiş ama paylaşmakta zorlanırlarmış.
Bir gün, köyün meydanında büyük bir şenlik düzenlenmiş. Herkes birbirine hediyeler getirmiş, oyunlar oynamış, şarkılar söylemiş. Ali ve Ayşe’nin ellerinde yeni oyuncaklar varmış ama birbirleriyle paylaşmak istememişler.
Ali yüksek sesle:
— Bu arabayı kimseye vermem! Ben aldım, benim!
Ayşe de biraz hüzünlü:
— Ayı oyuncağımı kimseye vermiyorum.
Anne, gülümseyerek yanlarına gelmiş:
— Evlatlarım, paylaşmak kalpleri büyütür, mutluluğu çoğaltır. Denemeye ne dersiniz?
Ama Ali ile Ayşe inat etmiş. Şenlik devam ederken, köyün yaşlı bilgesi, Dede Kaan yanlarına gelmiş.
— Sevgili çocuklar, size bir hikaye anlatayım.
Dede Kaan anlatmaya başlamış:
— Çok uzaklarda, aynı bizim köyümüz gibi bir yerde, iki kardeş yaşarmış. Bu kardeşler de oyuncaklarını paylaşmaz, birbirlerine kızarmışlar.
Ali merakla:
— Ne olmuş peki?
Dede Kaan devam etmiş:
— Bir gün, oyuncakların sihirli bir şekilde kaybolmuş! Kardeşler çok üzülmüşler. Onların kalbinde paylaşmanın önemi büyümüş ama oyuncaklar hala yokmuş.
Ayşe:
— Onlar oyuncaklarını geri almak için ne yapmışlar?
Dede Kaan:
— Birlikte çalışmışlar, birbirlerini dinlemişler ve sonunda oyuncakları değil ama paylaşmanın gerçek sihrini keşfetmişler.
Ali, biraz düşünmüş:
— Paylaşmak mı gerçekten bu kadar önemli?
O anda, köy meydanında ani bir patlama sesi duyulmuş. Herkes korkmuş ve şaşırmış. Birden ortaya “Oyuncak Hırsızı” çıkmış!
Bu kötü yaratık, çocukların oyuncaklarını çalmak istiyormuş.
Oyuncak Hırsızı gür bir sesle:
— Oyuncaklar sizindir, ama paylaşmazsanız, hepsi benim olacak!
Ali ve Ayşe korkmuşlar ama cesaretlerini toplamışlar.
Ayşe:
— Oyuncaklarımızı geri almalıyız!
Ali:
— Evet, ama nasıl?
Dede Kaan:
— Paylaşmak ve birlikte hareket etmek zorundasınız. Ancak o zaman oyuncaklarınızı geri alabilirsiniz.
Üçü birlikte Oyuncak Hırsızı’nı takip etmeye başlamış. Ormanın derinliklerine gitmişler. Yolda birbirlerine oyuncaklarından birer parça vermişler.
Ali:
— Sen ayıyı al, ben arabamı veriyorum. Birlikte olursak daha güçlüyüz.
Ayşe:
— Evet, paylaştıkça her şey daha güzel oluyor.
Ormanın içinde, Hırsızın kurduğu tuzaklar varmış. Ama çocuklar birbirlerine yardım ederek tuzakları aşmışlar.
Ali:
— Sen buradan geç, ben arkadan geliyorum.
Ayşe:
— Teşekkürler Ali, birlikte güçlüyüz!
Sonunda Oyuncak Hırsızı’yla yüzleşmişler. Hırsız büyük bir kutu açmış ve içinde tüm oyuncaklar varmış.
Hırsız:
— Bunlar artık benim!
Dede Kaan:
— Sadece paylaşanlar gerçek güç kazanır.
Ali ve Ayşe birbirlerine bakmışlar.
Ayşe:
— Oyuncaklarımızı geri istiyoruz, ama önce söz verelim; artık paylaşacağız!
Ali:
— Evet, söz veriyorum!
O anda kutudan çıkan ışıkla, oyuncaklar sihirli bir şekilde çocuklara geri dönmüş. Oyuncak Hırsızı küçülmüş ve kaybolmuş.
Ali:
— Paylaşmak gerçekten sihirliymiş!
Ayşe:
— Evet, mutluluk çoğalıyormuş.
Dede Kaan gülümseyerek:
— İşte gerçek sihir bu: Paylaşmak, sevgi ve dostluk.
Köydeki herkes, Ali ile Ayşe’den ders almış. Oyuncaklarını, sevgilerini, mutluluklarını paylaşmaya başlamışlar.
Ali ve Ayşe artık oyuncaklarını değil, kalplerini de paylaşır olmuşlar.
Hızlı Masal
HizliMasal.com olarak, size en güzel masalları paylaşmaktan gurur duyuyoruz.
© 2025. All rights reserved.
iletisim@hizlimasal.com