Uzak diyarlarda, yemyeşil ağaçların, cıvıldayan kuşların ve rengârenk çiçeklerin olduğu güzel bir orman varmış. Bu ormana herkes “Temiz Orman” dermiş çünkü burada doğa hep tertemiz, hava her zaman mis gibiymiş.

Ormanın hemen yanı başında küçük, neşeli bir köy varmış. Bu köyde Elif, Can ve Deniz adında üç yakın arkadaş yaşarmış. Onlar doğayı çok sever, ormanı korumak için ellerinden geleni yaparlarmış.

Bir gün, ormanda garip bir değişiklik fark etmişler. Kuşlar gitmiş, ağaçlar solmuş, yerler çöplerle dolmuş. Orman, eskisi gibi temiz ve canlı değilmiş artık.

Elif üzgün bir sesle demiş:
— Orman kirlenmiş, çok kötü olmuş. Biz bir şey yapmazsak, orman tamamen yok olacak!

Can kararlı bir şekilde:
— O zaman hemen harekete geçelim. Ormanı eski haline getirmek için plan yapmalıyız.

Deniz:
— Ama sadece toplamak yeterli mi? Bence kirlenmenin sebebini de bulmalıyız.

Üçü, ormanın derinliklerine doğru yürümüşler. Ormanın içinde gezinirken, karşılarına Pislik Perisi çıkmış.
Pislik Perisi, ormanı kirleten kötü bir yaratıkmış. Yavaş yavaş ormanın suyunu ve havasını zehirliyormuş.

Pislik Perisi sinsi bir gülümsemeyle:
— Kimse benim ormanı kirlettiğimi anlamayacak!

Elif cesaretle:
— Biz anladık ve seni durduracağız!

Can ve Deniz de yanına gelmiş:
— Kirli orman, kirli dünya demek. Biz bunu değiştireceğiz!

Üç arkadaş, Pislik Perisi’ni ormandan uzaklaştırmak için bir plan yapmaya başlamış. İlk olarak, ormanda çöpleri toplamaya karar vermişler. Ancak bu yeterli değilmiş. Pislik Perisi her gece yeni çöpler bırakıyormuş.

Elif:
— Pislik Perisi’nin nereden geldiğini bulmalıyız.

Can:
— Ormanın en karanlık köşesine gitmeliyiz. Orada belki bir iz buluruz.

Deniz:
— Ama dikkatli olalım, çünkü orası tehlikeli.

Karanlık köşeye gittiklerinde, büyük ve eski bir mağara bulmuşlar. Mağaranın girişinde büyük çöp yığınları varmış. İçeri girdiklerinde Pislik Perisi’nin izlerini görmüşler.

Pislik Perisi orada, dev bir çöplük yaratmış ve ormanı kirletmek için planlar yapıyormuş.

Elif:
— Burayı temizlemeliyiz. Ama önce Pislik Perisi’ni bulmalıyız.

Can:
— O buranın derinliklerinde bir yerde saklanıyor olabilir.

Deniz:
— Hadi dikkatlice ilerleyelim.

Mağaranın içinde ilerlerken, karşılarına Pislik Perisi’nin tuzakları çıkmış. Yapışkan çöpler, zehirli gazlar ve karanlık labirentler… Üç arkadaş el ele verip, birbirlerini destekleyerek tuzakları aşmışlar.

Elif:
— Birlikte olunca her engel aşılır!

Can:
— Cesaretimizi kaybetmeyelim.

Deniz:
— Doğa bizim dostumuz, onu koruyacağız.

Sonunda Pislik Perisi’ni büyük bir salonda bulmuşlar. Peri, kocaman kara kanatlarını açmış ve tehditkar bir sesle:
— Buradan gitmeyin! Orman benim ve ben onu kirletmeye devam edeceğim!

Elif korkmamış:
— Orman hepimizin, senin değil!

Can:
— Kirletmek yerine, temizlemeyi öğrenmelisin.

Deniz:
— Doğa bize hayat verir, ona zarar vermek doğru değil.

Büyük bir mücadele başlamış. Pislik Perisi, çöplerle saldırırken, çocuklar çevrelerindeki doğayı kullanarak periyi yavaşlatmışlar. Kuşların cıvıltısını, ağaçların enerjisini hissetmişler.

Elif,
— Doğayı sevmek, onu korumaktır, anlayamazsan biz anlatırız!

Can,
— Pislik Perisi, seni sevgiyle değiştireceğiz!

Deniz,
— Temiz bir orman için mücadele edeceğiz!

Pislik Perisi yavaş yavaş güç kaybetmiş. Çocukların sevgisi ve kararlılığı, perinin kötü planlarını bozmuş. En sonunda, peri küçük, sevimli bir yaratığa dönüşmüş ve ormana zarar vermekten vazgeçmiş.

Orman tekrar temizlenmiş, kuşlar geri dönmüş, çiçekler açmış.

Elif, Can ve Deniz çok mutlu olmuş.

Elif:
— Orman bizim evimiz, ona iyi bakmalıyız.

Can:
— Küçük bir adım bile büyük değişim yaratır.

Deniz:
— Ve birlikte olunca her şey mümkün!

O günden sonra, köy halkı da çocuklara katılmış, ormanı temiz tutmak için çalışmışlar. Çöpleri azaltmış, geri dönüşüm yapmışlar. Orman yeniden hayat dolmuş.

Ve çocuklar, doğayı korumanın önemini herkese anlatmaya devam etmiş.