Bir varmış bir yokmuş… Uzak diyarlarda, sayılarla dolu büyülü bir orman varmış. Bu ormanın adı “Sayılar Ormanı”ymış ve buradaki her canlı, sayıların diliyle konuşur, sayılarla oynar, sayılarla dünyayı anlamaya çalışırmış.
Sayılar Ormanı’nın kalbinde, kocaman, parlak yaprakları olan Sayılar Ağacı yükselirmiş. Bu ağaç ormandaki bütün sayıları besler, onlara güç verir, yaşam veririrmiş.
Ormanda yaşayanların en meraklısı Mina adında küçük bir kızmış. Mina, sayıları o kadar çok severmiş ki, her gün yeni sayılar öğrenir, sayılarla ilgili bilmeceler çözermiş. Onun iki en yakın arkadaşı varmış: Bir ve İki. Bir, ciddi, düzenli ve sorumluluk sahibiymiş. İki ise neşeli, meraklı ve her zaman yeni şeyler denemeye hazırmış.
Bir sabah, Mina gözlerini açtığında garip bir sessizlik fark etmiş. Kuş sesleri yok olmuş, yapraklar sanki solgunlaşmış, ormanın enerjisi azalmış. Sayılar Ağacı’nın yaprakları parlaklığını yitirmeye başlamış.
“Bu nasıl olur?” diye düşünmüş Mina.
“Ormanda bir şeyler ters gidiyor!”
Hemen Bir ve İki’ye koşmuş.
“Bir, İki, orman bizden yardım bekliyor!” demiş.
Bir az sonra Üç’ün evine gitmişler. Üç, ormanın bilge büyücüsüymüş. Uzun beyaz sakalı, derin gözleriyle sakin bir şekilde dinlemiş onları.
“Bu kötü bir haber,” demiş Üç.
“Sayılar Ağacı’nın kalbini besleyen ‘Sayıların Kaynağı’ zarar görmüş. Eğer onu onarmazsak, sayılar tamamen yok olacak.”
Mina korksa da cesaretini toplamış:
“Onu bulup kurtaracağız!”
Üç, onlara eski bir harita vermiş. Bu harita, ormanın en karanlık köşesi olan “Eksi Bölgesi”ni gösteriyormuş.
“Orada sayılar zayıflıyor, enerji kayboluyor. Ama dikkatli olun, orası tehlikelerle dolu.”
Mina, Bir ve İki, maceraya atılmışlar. İlk önce, ormanın neşeli sayıları onları karşılamış.
“Biz size yol göstereceğiz,” demiş Beş, en neşeli rakam.
“Ama Eksi Bölgesi’ne giderken bulmacaları çözmeli, bilmeceleri aşmalısınız.”
Yol boyunca birbirinden zor bilmeceler çıkmış karşılarına.
Bir kere, karşılarında büyük bir kapı durmuş: Üzerinde şöyle yazıyormuş:
“Beni çözenler yoluna devam eder, çözemeyenler geri döner.”
Mina düşünmüş:
“Bu bir sayı bilmecesi olmalı.”
Kapının üzerindeki sembolleri incelemiş, sayıların anlamını çözmeye çalışmış.
Bir ve İki ona yardım etmiş, beraber kapının şifresini çözmüşler. Kapı yavaşça açılmış ve yollarına devam etmişler.
Eksi Bölgesi’ne yaklaştıkça hava soğumuş, gökyüzü kararmış. Sayılar giderek zayıflamış, enerjileri azalmış.
Birdenbire, büyük bir sayı canavarı ortaya çıkmış.
“Ben Sayı Canavarı!” diye bağırmış.
“Ormandaki tüm enerjiyi emiyorum!”
Mina korkmamış, cesaretle demiş ki:
“Birlikte seni durduracağız!”
Bir, “Hadi takım olalım!” diye cevap vermiş.
İki, “Matematik bilgimizi kullanacağız!” demiş.
Canavarla büyük bir mücadele başlamış. Mina hızlıca matematik bulmacalarını çözmüş, Bir ve İki canavarın saldırılarını savuşturmuş.
Bir süre sonra canavar zayıflamış ve ormandan kaçmış.
Sayılar Ağacı tekrar parlamaya başlamış, orman yeniden canlanmış.
Mina, “Matematik sadece sayıların toplamı değil,” demiş.
“Dostluk, cesaret ve sabırla her zorluk aşılır.”
Bir, “Disiplin ve çalışma önemlidir.”
İki, “Merak etmek ve denemek büyümektir.”
Üç, “Ve en önemlisi, birlikte olmaktır.”
Ormandaki herkes sevinmiş, Mina ve arkadaşları kahraman olmuş.
Artık Sayılar Ormanı daha güçlü, daha canlıymış.
Bu, ormandaki çocukların, sayılarla dolu dünyadaki büyük macerasıymış.
Ve onların hikayesi, matematiğin ve dostluğun sihrini anlatırmış.
Hızlı Masal
HizliMasal.com olarak, size en güzel masalları paylaşmaktan gurur duyuyoruz.
© 2025. All rights reserved.
iletisim@hizlimasal.com