Orman o sabah yemyeşil bir deniz gibiydi. Güneş, yaprakların arasından süzülen ışıklarıyla toprağın üstüne altın renkli desenler çiziyor, dallarda asılı duran çiçekler tatlı kokular yayıyordu. Dere kenarında suyun şırıltısı, kuşların cıvıltısına karışıyor, hafif esen rüzgâr ağaç yapraklarını fısıldatıyordu.

Bu güzelliklerin içinde, minicik bir fare, Fino, hızlı adımlarla dolaşıyordu. Fino, ormanın en küçüklerinden biriydi ama en meraklısıydı. Diğer hayvanların cesur hikâyelerini dinlemeye bayılır, hep kendi macerasını yaşamanın hayalini kurardı.

Bir gün göletin kenarında devasa bir gölge fark etti. Yukarı baktığında, uzun hortumu, dev kulakları ve sakin bakışlarıyla Fil Bumbo duruyordu.

Fino heyecanla seslendi:
— “Sen fil Bumbo musun? Ormanın en cesur hayvanı olduğunu söylüyorlar!”
Bumbo başını sallayıp gülümsedi:
— “Cesur muyum bilmem ama yardım etmeyi severim.”
— “Ben de cesur olmak istiyorum! Hatta sana kanıtlayabilirim.”
Bumbo gülerek:
— “Minik patilerinle mi? Peki… bakalım.”

O sırada papağan Lika telaşla yanlarına kondu:
— “Yardım edin! Aslan Rongo’nun yavrusu nehre düştü!”

Bumbo hiç düşünmeden,
— “Gel Fino! Şimdi cesaretini gösterebilirsin,” dedi.

Nehre vardıklarında, yavru aslan akıntının ortasında çırpınıyordu. Bumbo suya girdi, ama yavruya tam uzanamayınca Fino hortuma tırmandı.
— “Beni yaklaştır! Ben onu tutarım!”
Minik fare, tüm gücüyle yavrunun ensesini yakaladı. Akıntı kuvvetliydi, dişleri kayacak gibiydi ama bırakmadı. Bumbo ikisini birden kıyıya çekti.

Yavru aslan titreyerek,
— “Seni küçücük sanmıştım ama çok cesursun!” dedi.
Bumbo da gülümsedi:
— “Gördün mü Fino? Cesaret boyuta bakmaz.”

İkinci Macera – Yılanın Gölgesinde

Bir hafta sonra, ikili ormanın derinliklerinde yürüyordu. Birden çalılıklar hışırdadı. Dev, yeşil pullu bir piton yavaşça önlerine çıktı. Bumbo geri çekildi, çünkü yılanlar hortumunu ısırırsa çok tehlikeli olabilirdi. Piton, “Bu yol benim!” diye tısladı.

Fino, korkusuna rağmen öne çıktı:
— “Bu yol ormanın yolu, kimsenin değil!”
Piton kıkırdadı:
— “Sen kimsin ki bana böyle konuşuyorsun?”

Fino aklına gelen bir planı uyguladı. Yakındaki bir ağaca tırmandı, yılanın önüne bir dal fırlattı. Yılan dalı kendisine saldırı sanıp geriye sıçradı. Bumbo fırsatı buldu, hortumuyla yılanı güvenli bir şekilde kenara aldı. İkili yollarına devam etti.

Bumbo,
— “Biliyor musun Fino, bazen cesaret, korkuya rağmen akıllıca hareket etmektir,” dedi.

Üçüncü Macera – Arı Kovanı

Yaz sonuna doğru, kuraklık başlamıştı. Orman hayvanlarının suya ihtiyacı vardı. Tek tatlı su kaynağı, büyük bir arı kovanının arkasındaki kuyudaydı. Ancak kimse arılara yaklaşamıyordu.

Bumbo kuyunun başına geldi, ama arı sürüsü hemen etrafında dönmeye başladı.
— “Bu iş zor… beni sokarlarsa hortumum şişer,” dedi.
Fino ise kollarını sıvadı:
— “Beni takip et.”

Fare, minicik olduğu için arıların dikkatini çekmeden kovanın yanından geçti. Kuyunun kapağını kemirerek açtı, suyun serbestçe akmasını sağladı. Arılar bir şey fark etmeden Fino geri döndü.

Hayvanlar kuyudan su içince hepsi Fino’ya teşekkür etti. Bumbo,
— “İşte dostum, cesaret bazen fark edilmeden doğru işi yapmaktır,” dedi.

O günden sonra Fino ile Bumbo, ormanın en güvenilir ikilisi olarak tanındı. Fino, küçük olmasına rağmen yüreğinin büyük olduğunu kanıtlamıştı.