Kasabanın en renkli insanı, burnuyla ünlü palyaço Pofur’du. Burnu öyle büyüktü ki, bazen kendi gölgesine basıp düşer, bazen de kapıdan geçerken kapı eşiğine takılırdı. Çocuklar onun burnuna bakıp kahkahalar atar, büyükler ise “Şu burnu görünce insanın neşesi yerine geliyor,” derdi. Ama Pofur sadece burnuyla değil, aynı zamanda yaptığı nefis pastalarla da tanınırdı.
Bir sabah Pofur, yataktan kalkarken burnunun ucuna hafifçe yapışmış bir şey hissetti. Elini kaldırıp baktığında minik, parlak bir zarf gördü. “Burnum posta kutusuna mı dönmüş?” diye mırıldandı. Zarfı dikkatlice açtı, içinden pembe simlerle süslenmiş bir not çıktı. Notta şöyle yazıyordu:
“Sevgili Pofur, seni doğum günüme davet ediyorum. Gelirken dünyanın en özel pastasını getirmen lazım. — İmza: Gizemli Misafir.”
Pofur aynanın karşısına geçip burnunu okşadı. “En özel pasta mı? Ben daha önce binlerce pasta yaptım ama en özelini hangisi yapar? Hmm… bu iş ciddi,” diye düşündü. Hemen aklına kasabanın en tatlı bilgini, Şekerci Fifi geldi.
Fifi’nin dükkânı rengârenk şekerlerle doluydu. Kapıdan girer girmez Fifi ona seslendi: “Pofur, burnun bugün ekstra parlak görünüyor. Yoksa cilaladın mı?”
Pofur güldü: “Yok Fifi, ama bana öyle bir pasta lazım ki yiyen mutluluktan havaya uçsun.”
Fifi gözlerini kocaman açtı: “O zaman içine balon şeker koyalım, patladığında yüzün un içinde kalır. Hem tatlı hem komik olur.”
Pofur düşündü: “Komik olur ama yeterince özel mi emin değilim.”
Şekerci Fifi’den ayrılıp kasabanın ünlü fırıncısı Hamur Usta’ya gitti. Hamur Usta elinde dev bir oklava ile hamur yoğuruyordu. “Hamur Usta, bana efsanevi bir pasta lazım,” dedi Pofur. Hamur Usta kaşlarını çatarak, “O zaman Pastaların Kralı tarifini kullanmamız gerek. Ama bu tarifin malzemelerini bulmak kolay değil,” dedi. Pofur hemen sordu: “Neler lazım?” Hamur Usta parmağında saymaya başladı: “Ay ışığında toplanmış çilek, gökkuşağı kreması, şarkı söyleyen vanilya ve… kendi kendini süsleyen pasta tabanı.”
Pofur başını kaşıdı: “Bunlar nerede satılıyor?” Hamur Usta güldü: “Satılmaz bunlar, onları bulmak için maceraya çıkman lazım.”
O gece Pofur Ay Bahçesi’ne gitti. Bahçeyi koruyan minik bir cüce onu görünce burnuna bakıp kahkaha attı. “Çilekleri alabilirsin ama önce bana bir şarkı söyle,” dedi cüce. Pofur yüksek sesle şarkı söyledi, burnu ritme göre sallanınca cüce yerlere yattı. “Tamam, al çilekleri. Böyle bir burun ışığında toplanmış çilekler daha tatlı olur,” dedi.
Ertesi gün yağmurdan sonra Pofur gökyüzüne çıktı. Orada bir bulut tavşanı ona, “Gökkuşağı kreması almak için renkleri çekmelisin ama yanlış renge dokunursan burnun o renkte kalır,” dedi. Pofur dikkatle renkleri topladı, ama tabii ki gökkuşağı kremasının birazı burnuna bulaştı. Artık burnu kırmızı değil, gökkuşağı rengindeydi. “Fena değil, daha havalı oldum,” dedi gülerek.
Sonraki durak Vanilya Vadisi’ydi. Orman perisi onu karşıladı: “Vanilyaların şarkı söylemesi için gıdıklanması lazım.” Pofur minik vanilya çubuklarını gıdıkladı, hepsi birden “La la la!” diye şarkı söylemeye başladı. O sırada uğur böcekleri ve kelebekler de onlara eşlik etti.
En zoru kendi kendini süsleyen pasta tabanıydı. Dans Eden Fırın’ın ortasında duran bu taban, kendi kendine krema sürüyor ve üstüne fındık serpiyordu. Pofur yanına gidip, “Pastaların Kralı’na katılmak ister misin?” diye sordu. Taban kibirle, “Ben özel pastalar için çalışmam,” dedi. Pofur burnunu yaklaştırdı: “Bak, eğer gelmezsen burnumla seni gıdıklarım.” Taban gülmekten yuvarlandı ve “Tamam, geliyorum!” dedi.
Bütün malzemeler toplanınca Pofur, Hamur Usta ile birlikte kasabanın gördüğü en büyük pastayı yaptı. Kat kat, renk cümbüşü içinde, mis gibi kokuyordu. Koku o kadar güzeldi ki kasabanın yarısı dükkâna geldi.
Doğum günü partisine gittiğinde “Gizemli Misafir”in aslında kasabanın Belediye Başkanı olduğunu gördü. Başkan gülerek, “Pofur, bu pasta tam istediğim gibi! Ama asıl merak ettiğim… burnunun bu sefer ne yapacağıydı,” dedi. Pofur kahkaha atıp burnunu salladı. Pastayı kesti, pastayı yiyen herkesin sesi birden cırcır böceği gibi çıkmaya başladı. Çocuklar kahkahalarla güldü, büyükler de katıldı.
O günden sonra herkes Pofur’un pastalarının lezzetini konuştu ama asıl hikâye burnunun maceraları oldu. Çünkü herkes biliyordu ki, Pofur varsa, yanında mutlaka komik bir burun hikâyesi de olurdu.
Hızlı Masal
HizliMasal.com olarak, size en güzel masalları paylaşmaktan gurur duyuyoruz.
© 2025. All rights reserved.
iletisim@hizlimasal.com