Ormanın en derin, en sessiz köşesinde, kocaman yuvarlak göbekli, pofuduk tüylü bir ayı yaşardı. Adı Pofur’du.
Pofur, ormanda “Uykucu Ayı” olarak bilinirdi çünkü yılın on bir ayı neredeyse uyuyarak geçirirdi.
Ama o kış işler biraz ters gitti.

Kar yağmaya başladığında Pofur kış uykusuna hazırlanıyordu. Mağarasına battaniyeler çekmiş, yastıklarını kabartmış, ayak ucuna sıcak su torbaları koymuştu.
— “Ohhh… bu kış uyumak çok keyifli olacak,” diye mırıldandı.

Tam gözlerini kapatacakken…
“Gırrrk!”
Bir ses geldi. Pofur irkilip battaniyeyi başına çekti. Ses tekrar geldi.
— “Bu da ne?!” dedi homurdanarak. Sonra fark etti ki… ses kendi midesinden geliyordu.
— “Ahh, açım! Nasıl uyuyacağım şimdi?”

Ormana çıktı. Kar o kadar fazlaydı ki göbeği kara gömülüyordu. Komşusu Sincap Fıstık’la karşılaştı.
— “Pofur! Sen hâlâ uyumadın mı?”
— “Uykum vardı ama midem izin vermedi.”
— “Gel biraz fındık ye.”
— “Fındık mı? Ben tatlı ayı çöreği istiyorum!”

Fındıkları yedi ama tatmin olmadı. Yatağa döndü. Bu kez “Tak tak tak!” diye kapı vuruldu.
Tavşan Zıpır içeri atladı.
— “Kar topu savaşı yapıyoruz, hadi gel!”
— “Hayır Zıpır, ben uyumaya çalışıyorum.”
— “Ama çok eğlenceli!”

Sonunda Pofur kendini dışarıda kar topu atarken buldu. O kadar eğlendi ki saatler geçti. Eve dönünce yine uyumayı denedi. Ama bu kez mağarasının çatısından “Tık tık tık” diye damlayan sular geliyordu.

Sinirlenen Pofur,
— “Tamam! Uykuya savaş açan herkesle uğraşacağım!” diye bağırdı.

Hayvanları topladı.
— “Beni uyutmayan üç şey var: Açlık, gürültü ve… arkadaşlarım!”
Herkes gülmeye başladı. Bay Baykuş:
— “Hepsini çözelim. Karnını doyur, çatını tamir et, biz de sessiz oluruz.”

Fıstık Sincap fındık, Kiki Kirpi böğürtlen, Zıpır Tavşan havuç kek getirdi.
Karga Kargaşa çatıyı yaprak ve çamurla kapattı. Ormanda “Pofur uyuyor” tabelaları asıldı.

O gece Pofur yumuşacık yatağına gömüldü. Gözlerini kapattı.
Tam uykuya dalarken bir rüya başladı…

Rüya Sahnesi 1:
Pofur kendini kocaman bir bal kavanozunun içinde buldu.
— “Ooo, işte bu!” dedi.
Ama kavanoz konuşmaya başladı: “Merhaba Pofur, beni yemek istiyorsan önce bilmecemi çöz!”
Pofur: “Yani bal bile bana görev veriyor…”

Rüya Sahnesi 2:
Bir anda rüya değişti. Koca bir yatakta tavşanlar, sincaplar, tilkiler uyku partisi yapıyordu. Herkes pijama giymişti. Zıpır Tavşan:
— “Uyku partimize hoş geldin!”
Ama kimse uyumuyordu; herkes zıplayıp şarkı söylüyordu.
Pofur: “Uyku partisi bu değil ki! Uyumamız lazım!”
Herkes: “Ama uyanık kalmak daha eğlenceli!”

Rüya Sahnesi 3:
Gökyüzünden battaniyeler yağıyordu. Her battaniye şarkı söylüyordu; bazıları ninni, bazıları rap yapıyordu. Pofur rap yapan battaniyeyi attı, ninni söyleyenin altına girdi.

Tam derin uykuya dalacakken rüya bulutları dağıldı. Gözlerini araladı.
— “Pofur… uyanık mısın?” diye fısıldadı Zıpır Tavşan.
— “Nee?!”
— “Sadece… iyi geceler demek istemiştim.”

Pofur gülümsedi: “İyi geceler Zıpır.” Ve sonunda derin bir uykuya daldı.
O kış boyunca ormanda herkes sessiz adımlar attı, fısıltıyla konuştu.

Bahar Sürprizi

Günler geçti, karlar eridi, çiçekler açtı. Ama Pofur hâlâ uyuyordu.
— “Bence onu uyandırmalıyız,” dedi Fıstık Sincap.
— “Yoksa tüm yazı kaçıracak!” dedi Kiki Kirpi.

Hep birlikte mağaraya gittiler. İçeri girince Pofur’un hâlâ horladığını gördüler. Üstelik rüyasında konuşuyordu:
— “Biraz daha bal… biraz daha böğürtlen… zzz…”

Hayvanlar sessizce yaklaştı. Zıpır Tavşan kıkırdadı:
— “Onu uyandırmanın tek yolu var… taze pişmiş ayı çöreği kokusu!”

Ormanın tüm fırıncı kuşları bir araya geldi, çörekleri pişirdi. Kokusu mağaranın içine dolunca Pofur’un burnu oynamaya başladı.
Gözlerini yarım aralayarak:
— “Mmm… ne güzel koku… Bahar mı geldi yoksa?”

Pofur mağaradan çıktığında güneş parlıyor, kuşlar ötüyordu. Tüm arkadaşları ona sarıldı.
— “Günaydın uykucu!” dediler.
Pofur gülümsedi: “Sanırım bu yıl kış uykum biraz… fazla uzun oldu.”

Ve o günden sonra Pofur, bahar geldiğinde uyanmayı unutmamak için mağarasının kapısına bir not astı:
“Sevgili Pofur, bahar geldiğinde uyan. Not: Çörekler seni bekliyor.”