Bir zamanlar Bulut Ormanı’nın en küçük ve en sakar perisi Pırpır yaşarmış. Pırpır, diğer periler gibi zarif ve ince hareketler yapmaya çalışsa da, ne zaman bir iş yapsa ortalığı karıştırmadan duramazmış. Çiçekleri sularken üzerine devrilir, sihir yaparken yanlışlıkla kendi kanadına glitter döker, hatta geçen gün göletteki kurbağaları pembe yapmış!

O sabah Pırpır büyük bir heyecanla uyandı.
— “Bugün benim görev günüm! İlk kez tek başıma kasabaya gideceğim!” diye bağırdı.
Aynada kendine bakıp kanatlarını düzeltti. Ama kanat tüylerinden biri ona takıldı:
— “Of Pırpır, yine üzerime parfüm sıktın!”
Pırpır gülerek, “Sana da güzel kokmak lazım,” dedi.

Sepetini aldı, yola çıktı. İlk durak, Çiçekçi Lale’nin dükkânıydı.
Lale, “Pırpır, vazo çiçeklerini yerine dizer misin?” dedi.
Pırpır “Tabii ki!” dedi ama dizmeye çalışırken vazolar domino taşı gibi devrildi.
— “Aaaah! Özür dilerim!”
Lale başını salladı: “Sen perisin ama sanırım sakarlık büyüsü yapıyorsun.”

Kasabada ilerlerken fırına uğradı. Pastacı Pofuduk ona gülümsedi:
— “Pırpır, şu keklerin üzerine şeker serper misin?”
Pırpır şeker kavanozunu aldı ama kapağı açılır açılmaz bütün şeker bulut gibi havaya fırladı. Fırındaki herkes baştan aşağı bembeyaz oldu.
— “Sanırım fazla tatlı yaptım,” dedi Pırpır mahcup bir gülümsemeyle.

Sonraki durağı park oldu. Park bekçisi, “Pırpır, şu balonları çocuklara dağıtır mısın?” dedi.
Pırpır balonları alırken ipleri birbirine doladı. Balonlar havalanıp gökyüzünde dev bir renkli düğüm haline geldi.
— “Balonlar kaçıyor!” diye bağırdı çocuklar.
Pırpır hemen havalandı ama kendi eteği balon iplerine takıldı. Bir anda gökyüzüne doğru uçtu!
— “İmdat! Ben balonlardan ağır değilim ki!”

Balonlar onu yavaşça bir çatının üzerine bıraktı. Orada kedilerle karşılaştı. Kediler sırayla “Miyav” yerine “Merhaba Pırpır” diyordu. Meğer kasabada bugün Ters Konuşma Günü’ymüş.
Bir kedi ona yaklaşıp, “Düşmeseydin iyi olurdu, çatılar biraz kaygandır,” dedi.
Pırpır güldü: “Merak etme, zaten günüm şanssız gidiyor.”

Çatıdan inmeye çalışırken baca kapağına bastı, “Gümm!” diye düştü ve bir anda fırının mutfağına indi. Pastacı Pofuduk şaşkınlıkla, “Sen hâlâ buralarda mı?” dedi.
Pırpır utandı: “Yoldan geçiyordum da uğradım…”

Gün bitince Pırpır yorgun argın Bulut Ormanı’na döndü. Diğer periler ona, “Günün nasıl geçti?” diye sordu.
Pırpır gülümsedi: “Biraz sakar, biraz şanssız… ama çok eğlenceliydi!”

O gece kendi kendine söz verdi: “Ben sakarım ama bu, benim maceralarımın en komik kısmı.”
Ve ertesi sabah yeni sakarlıklarıyla yeni bir güne başladı.