Ormanın en tembel kuşu olarak bilinen Pıtırcık adında minik, pofuduk bir serçe yaşarmış. Kanatları gayet sağlıklı, tüyleri parlak, gagası pırıl pırılmış… ama tek bir sorunu varmış: uçmayı hiç sevmemek.
Günlerini genelde bir ağacın en alçak dalında yayılıp uyuyarak geçirirmiş. Arkadaşları sabah erkenden kanat çırpıp gökyüzüne yükselirken, o dalına sıkıca tutunur, gözlerini kısar ve:
— “Off, daha çok erken… Kuş saatine göre hâlâ gece,” dermiş.
Bir sabah, en yakın arkadaşı Çırpı (o da bir serçe) telaşla yanına gelmiş.
— “Pıtırcık! Hadi, gölün üstünde böcek yakalama yarışması var! Kazanan, koca bir kavanoz bal ödülü alacak.”
Pıtırcık esneyerek,
— “Sen git, ben buradan tezahürat yaparım. Balı da bana getirirsin,” demiş.
Çırpı kızmış:
— “Kuşsun sen, kuş! Böcek yakalamak bizim işimiz. Uçmayan kuş olur mu?”
O gün öğlen, ormanın bilge kuşu Baykuş Öğretmen herkese “Hızlı Uçma Teknikleri” dersi vermeye başlamış. Tüm kuşlar sıraya dizilmiş, rüzgârda süzülme ve ani dönüş çalışmaları yapmış.
Pıtırcık ise yerde oturmuş böğürtlen yiyormuş.
Baykuş Öğretmen kaşlarını çatmış:
— “Pıtırcık! Neden katılmıyorsun?”
— “Hocam, ben yavaş yaşamı seviyorum. Strese gerek yok.”
Baykuş başını sallamış:
— “Yarın sana özel bir görev vereceğim. Kaçış yok!”
Ertesi sabah Baykuş Öğretmen kanat çırparak Pıtırcık’ın yanına gelmiş:
— “Ormanın diğer ucundaki Tavşan Köyü’ne acil haber götürmen lazım. Yaya olarak gidersen iki gün sürer. Uçarsan yarım saat.”
Pıtırcık’ın gözleri büyümüş:
— “İki gün mü? Belki yürürken piknik yaparız…”
— “Hayır! Yarım saat dedim!” diye kesmiş sözünü Baykuş.
Mecburen kanatlarını açan Pıtırcık önce ağır ağır çırpmış. Daha beş metre gitmeden yorulmuş.
— “Puff… uçmak çok yorucuymuş.”
Tam o sırada yanına minik bir kelebek gelmiş.
Kelebek gülerek:
— “Sen kuşsun, ben kelebek… ama sen benden yavaşsın!”
Pıtırcık biraz utanmış:
— “Tamam, hızlanıyorum.”
Yolda giderken yanlışlıkla bir arı sürüsüne dalmış. Arılar homurdanmış:
— “Önüne baksana!”
Pıtırcık panikle hızlanmış, ama bu kez de bir sincap fındık fırlatırken kafasına isabet etmiş.
— “Ahhh! Kafa fındığı yedim!”
Tavşan Köyü’ne vardığında tavşanlar alkışlamış. Çırpı hemen yanına gelip:
— “Bak gördün mü? Uçmak harikaymış!” demiş.
Pıtırcık gülümsemiş ama:
— “Tamam… ama haftada birden fazla uçmam. Yoksa tembellik unvanımı kaybederim,” diye eklemiş.
O günden sonra Pıtırcık hâlâ tembelmiş ama gerektiğinde uçmayı da ihmal etmemiş. Sadece iniş yaparken hâlâ çalıların içine düşer, ardından “Ben böyle ineceğim, bana karışmayın,” dermiş.
Hızlı Masal
HizliMasal.com olarak, size en güzel masalları paylaşmaktan gurur duyuyoruz.
© 2025. All rights reserved.
iletisim@hizlimasal.com